21.05.2020
Kim daha genç görünen bir cilt sahibi olmak istemez ki? Araştırmalar, dünyada birçok insanın bunun için ciddi bir zaman, efor ve maddi kaynak harcadığını ortaya koyuyor. Yaşlanma karşıtı (anti-aging) uygulamaların önemli bir bölümünün, ciltteki sarkma ve kırışıklıkların giderilmesi, daha güzel ve gergin, nemli bir cilde sahip olmayı amaçladığı bilinen bir gerçek. Cildin daha genç görünmesi ve cilt güzelliği için yaygın uygulama, topikal tedavi yöntemleri (doğrudan deriye uygulanan krem, solüsyon ve lokal enjeksiyonlar gibi) iken, oral tedavilerin, bileşenlerin bağırsaktaki asit ve enzimler tarafından parçalanması nedeniyle etkin olmadığı yönünde bir kanı mevcuttur.
Bilimsel çalışmalar ise bu konuda kolajenin etkisine özel bir pencere açıyor: Yapılan birçok çalışma hidrolize kolajenin bağırsakta emildiğini ve daha sonra kan akımı yoluyla deriye ve eklemlere verildiğini göstermiştir.[1]
Kolajen yönünden zengin bir beslenme planı, cilt görünümünde önemli bir gelişme gösterir. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan birçok klinik araştırma beslenme yoluyla alınan kolajen peptitlerin yüksek bir oranda sindirilip cildin çeşitli katmanlarına ulaştığını ortaya koymuştur.[2] Cilt kuruluğu ve kolajen ağının hızlandırılmış bir şekilde parçalanması, cilt yaşlanmasının ayırt edici özellikleridir. Beslenme, cilt sağlığını ve dolayısıyla görünümünü etkileyen önemli bir faktördür. Cilt sağlığını iyileştirmek için çok çeşitli diyet takviyeleri sunulmaktadır. Kolajen peptitler, nutrikozmetik ürünlerde biyoaktif bir bileşen olarak kullanılır ve preklinik çalışmalarda cilt bariyeri fonksiyonunu iyileştirdiği, kolajen ve hiyalüronik asidin sentezini indüklediği ve fibroblast büyümesini ve göçünü teşvik ettiği gösterilmiştir.[3]
Yapılan bir deneyde 120 kişi 90 gün boyunca günlük olarak test ürünü (kolajen) tüketmiştir. Ürünü tüketenler, plasebo ile karşılaştırıldığında cilt elastikiyetinde genel olarak bir artış göstermiştir (+%40; p<0.0001). Deri biyopsilerinin histolojik analizi, güneş elastozunda bir azalma ve ürün grubunda kolajen lif organizasyonunda iyileşme olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, kişilerin kendi algıları (anketler) ile doğrulanmıştır, çünkü katılımcılar ciltlerinin daha nemli ve daha elastik olduğunu kabul etmişlerdir. Ek olarak, kolajen tüketiminin eklem ağrısını % 43 oranında azalttığı ve eklem hareketliliğini %39 oranında artırdığı gözlemlenmiştir.[4] Sonuç olarak, kondroitin sülfat, glukozamin, L- karnitin, vitaminler ve minerallerle kombine edilen kolajen biyoaktif peptitlerlin ağızdan alınımı cilt yaşlanmasının ve eklem sağlığının klinik parametreleri önemli ölçüde iyileştirdiğini gösterdi.[4]
Hidrolize kolajen tüketiminin deride de faydalı etkileri olduğunu gösteren bir diğer önemli çalışma Japonya’da yapılmıştır. Bu çalışma, hidrolize kolajen takviyesi alacak olan 20 sağlıklı Japon kadınla kolajen takviyesi almayacak gruba (19 gönüllü) karşı cilt hidrasyonu üzerine yapılmıştır. Japon kadınlarının günlük kolajen alımının faydaları 60 gün boyunca kolajen almayanlarla karşılaştırıldığında ciltlerinin su tutma kapasitesinin, kolajen hidrolizat tüketmeyenlere oranla arttığı belirlenmiştir.[5][6]
Ayrıca günlük kolajen peptit alımının cilt hidrasyonunu iyileştirdiğini gösteren bir çalışmanın sonuçları da sunulmuştur. Çalışmayı yapan kişiler balık kolajen peptitlerinin 6 hafta boyunca alınmasından sonra kadın gönüllülerin cilt durumunun subjektif iyileştiğini bildirmişlerdir. Çalışmaya katılan gönüllüler arasındaki pozitif yanıt yüzdesi çok yüksek çıkmıştır. Bu çalışmayı, aynı araştırma grubunun 25-45 yaşları arasındaki sağlıklı kadın gönüllüler üzerinde yapıldığı bir çalışma izledi .[7] Bu çalışmada 2,5, 5 ve 10 gr balık kolajen peptidi uygulanmış ve kolajen takviyesi almayanlar ile karşılaştırılmıştır. Stratum corneum hidrasyonu başlangıçta ve 4 hafta sonra ölçüldü. Tedavi edilen grup (5 gr ve 10 gr) ile kolajen takviyesi almayanlar arasında 30 yaşından büyük kişilerde anlamlı bir fark gözlenmiştir.[7]
Başka bir çalışmada günlük kolajen peptit takviyesinin cilt özellikleri üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla 32 sağlıklı gönüllü 12 hafta boyunca kolajen almak üzere randomize edilmişlerdir. Bu çalışmada gönüllüler günlük 3g kolajen ve 500mg C vitamini almışlardır. Hidrasyon, transepidermal su kaybı ve elastikiyet gibi cilt özellikleri değerlendirilmiş, veriler günlük kolajen peptit takviyesinin cilt hidrasyonunu ve elastikiyetini geliştirdiğini, ayrıca düşük doz C vitamininin birlikte alınmasının da kolajen peptitin cilt özellikleri üzerindeki etkisini artırdığını göstermiştir.[8]
PACHA, içerdiği doğal kolajen ile bağırsakta emilimi ve dolayısıyla biyo-yararlılığı yüksek bir fonksiyonel gıdadır. Özellikle Zencefil ve Limonlu PACHA, zencefil mucizesinin yanı sıra, limonun içerdiği zengin C vitamini ile kolajen peptitlerin vücut tarafından emiliminin daha hızlı ve etkin olmasına hizmet etmek için tasarlandı.
PACHA’nın tamamen temiz içeriği, bir diğer deyişle tatlandırıcı ve koruyucu herhangi bir kimyasal içermemesi, kolajeni alırken bedeninize ve dolayısıyla cildinize sıfır kimyasal yüklenmesini sağlamaktadır. PACHA ile kolajen ihtiyacınızı laboratuar yerine mutfaktan çıkan, taze ve temiz bir gıda ile alırken, bir yandan da sağlıklı ve lezzetli bir atıştırmalığın tadını çıkarın!
[1] Borumand M, Sibilla S. Effects of a nutritional supplement containing collagen peptides on skin elasticity, hydration and wrinkles. J Med Nutr Nutraceut [serial online] 2015 [cited 2020 Apr10];4:47-53